Golden Fleece - Altın Post
Altın Postlu Koç
ve Argonaut Seferi
(Golden Fleece of the Ram)

 

1. Olayın başlangıcı
Denizler tanrısı Poseidon, Thrakia'lı prenses Theophane'ye delicesine aşık olmuştu. Ama bu kızın isteklileri çok olduğu için Poseidon Theophane'yi gizemli Krimissa adasına kaçırdı. Fakat çok geçmeden öteki sevdalıları da kızın izini buldular. Bunun üzerine Poseidon tanınmasın diye kızı dişi bir koyuna çevirdi. Kızın isteklilerini de teker teker koyuna çevirdi. Kendisi de görkemli bir koç kılığına girerek koyun şeklindeki Theophane ile birleşti. Bu birleşmeden meşhur "altın postlu koç" doğdu. Diğer taraftan Orkhomenos'taki Miny'lerin kralı Athamas, Nephele (Bulut) ile evliydi. Nephele ona, Phiriksos ve Helle'yi doğurdu. Ama bir süre sonra Athamas Nephele'yi bırakarak Kadmos'la Harmonia'nın kızı olan İno ile evlendi. Buna kızan Nephele göğe çekildi ve daha sonra da Miny'lerin ülkesine korkunç bir kuraklık yolladı. Çocukları ortadan kaldırmak için bir bahane kollayan üvey anne İno'da bu firsatı kaçırmayarak bir kahinle anlaştı ve ona eğer Phiriksos kurban edilmezse bu kuraklığın asla geçmeyeceğini söyletti. Çünkü, İno, Athamas'ın ölümünden sonra kendi oğlunu kral yapmak istiyordu. Athamas ise ülkesini bu kuraklık ve açlık felaketinden kurtarmak için oğlunu feda etmeyi göze aldı. Gökteki ana Nephele ise bu cinayeti görmüştü ve tam Phiriksos kurban edilirken Altın Postlu Koç'u gönderdi. Fakat Koç hem öğlanı hem de kızı sırtına attı ve uçarak gözden kayboldu. Phiriksos annesinin yardımıyla kurtulmuştu ama kızkardeşi Helle onun kadar şanslı olamadı. Çanakkale Boğazı'nın üzerinden geçerken dengesini kaybeden Helle, yüksekten aşağıya denize düştü ve boğuldu. O günden sonra oraya Hellespontos (Helle Denizi, Marmara Denizi, Çanakkale Boğazı) dendi. Üzgün Phiriksos, Altın Postlu Koç'un üzerinde yoluna devam etti ve Karadeniz'in doğusundaki Kolkhis (Colchis) kentine vardı. Kolkhis kralı Aietes (Aeetes) bu gökten gelen konuğa büyük saygı göstererek ağırladı. Aietes Güneş'in (Helios) oğlu idi ve aynı zamanda büyücü Kirke'nin de kardeşiydi. Phiriksos da koçu Zeus'a kurban olarak kesti. Altından postunu da kral Aietes'e armağan etti. Phiriksos, kralın kızlarından birisi olan Chalciope'yi beğendi. Onunla evlendi ve Argus, Cytissorus, Melas, ve Phrontis isminde oğulları oldu. Kral Aietes'in kâhinlerine göre, Kolkhis'teki barış dolu günler uzun sürmeyecekti. Gidip bunu krala söylediler. Kâhinlere göre Altın Pösteki yüzünden yakında birisi krala ihanet edip ülkeye mutsuzluk getirecekti ve bu kişi kralın ailesinden biri olacaktı. Altın Pösteki çalındığı gün kral bir şekilde ölecekti. Aietes bunu duyunca hain kim olabilir diye düşündü ve aklına Phiriksos geldi. Kehanet gerçekleşmesin ve kendisi ölmesin diye, ne yapıp edip Phiriksos'u öldürttü. Bunun üzerine Phiriksos'un oğulları Kolkhis'i terkederek babalarının ülkesi Yunanistan'a gittiler. Bu oğullar ileride Argonaut seferine de katılacaklardı. O günden itibaren Kolkhis kralı, ülkesine gelen yabancılara hep kötü davrandı ve çoğunu öldürttü. Çünkü, kâhinlere göre Altın Pösteki'nin çalındığı gün kendisi ölecekti. Altın Postlu Pösteki çalınmasın diye, Aietes bu postu Ares'e adanan ormandaki bir meşe ağacına astırdı. Ares bunun üzerine postu korusun diye bekçi olarak korkunç bir ejderha gönderdi.

2. Pelias tahta zorla nasıl geçiyor
Yunanistan'da İolkos'un (bugünkü Volos) kurucusu kral Kretheus'tu. Rüzgârlar kralı Aeolus'la Enarete'nin oğullarıydı. Kretheus'un 3 eşi vardı: Sidero, Demodice ve Biadice. Diğer taraftan, Salmoneus, rüzgâr tanrısı Aeolus'la Enarete'nin oğullarıydı. Daha sonra Elis kralı oldu ve Salmonia şehrini kurdu. Arkadia kralı Aleus'un kızı Alicidice'yle evlendi ve biri kız 3 çocuğu oldu: kızı Tyro, oğlanları Athamus ve Sisyphus. Çok geçmeden kendisine 2. bir eş aradı. Bulamayınca, Kretheus'un eşi Sidero'yla aşk yaşamaya başladı. Salmoneus sürekli kendisini Zeus'la eş güçte olduğuna hükmedip duruyordu. Bunun için Zeus'un göklerde gezen arabasına benzeyen bir araba yaptırdı. Arabanın arkasına bronz kaplar bağlattı ki giderken yere sürtünsün ve Zeus'un gökgürültüsünü taklit etsin. Parlak boyayla boyattığı mızrakları ve taşları da arabasını gürültüyle sürerken halkına savurmaya başlayınca, Zeus, gerçek yıldırımlarla onu ve şehrini yoketti. İolkos'un kralı Kretheus, Salmoneus'un kızı Tyro'nun güzelliğini duyunca onu 4. eş olarak almak istedi ve onunla evlendi. Tyro, ona 3 oğlan doğurdu: Aeson, Pheres, Amythaon. Ama bir gün Tyro, ırmak tanrısı Enipeus'a çılgınca aşık oldu. Evli olduğundan Enipeus, Tyro'dan uzak durdu. Tyro çok güzel olsa da, onun her istediğini yapacağını söylese de, Enipeus tüm bu yalvarmalara aldırmadı ve Tyro'nun tüm tekliflerini geri çevirdi. Bunu gören Poseidon, bir gün Tyro'nun içini şehvetle doldurup, dış görünüşünü de Enipeus olacak şekilde değiştirip, Tyro ile sevişti. Bu birleşmeden ikiz iki erkek çocuk dünyaya geldi: Pelias ve Neleus. Tyro, kocası Kretheus'tan çekindiği için bir bahane bulup şehirden uzaklaştı ve çocuklarını dağda bir kulübede doğurdu. Onları büyütmesi için bir kadına bıraktı ve kendisi İolkos'a döndü ve Kretheus'a kendisine Poseidon'un tecavüz ettiğini söylemek zorunda kaldı. Kretheus, Tyro'ya inanmadı ve onu Sidero'ya teslim etti. Sidero, zaten hoşlanmadığı Tyro'ya hep kötü davrandı ve onu, başına gelenler yüzünden hep aşağıladı. Pelias ve Neleus ise büyüyüp delikanlı olduklarında İolkos'a gelip annelerini ziyaret ettiler. Burada Sidero, anneleri Tyro'yu onların önünde de aşağılayıp kötü sözler söyleyince, hiddetlenip onu öldürmeye kalktılar. Sidero, oğlanların şiddetinden korkup kaçtı ve İolkos'ta Hera için yapılmış bir tapınağa saklandı. Pelias'la Neleus onu orada bulup öldürdüler. Sidero'yu kendi sunağında öldürdükleri için Hera Pelias'la Neleus'a çok kızdı ve intikam için planlar yapmaya başladı. Bu kin, ileride Argonaut Seferi'ne yol açacaktı. Bu olaylar olduğunda İason (Jason)henüz doğmamıştı. Pelias, Kretheus'un Tyro'dan olma büyük oğlu Aeson'la üvey kardeştiler. Pelias'ın babası Kretheus ölünce taht kime kalacak tartışması yaşandı. Tahta en büyük olan Aeson geçmeliydi ama Pelias, zor kullanarak Aeson'u Tyro'nun da desteğiyle hapse attırdı ve kendisi de tahta geçti. Pelias, Kretheus'un diğer oğulları Pheres ve Amythaon'u da şehirden kovdu. Pheres, gidip Pheres şehrini kurdu ve oranın kralı oldu. Amythaon ise iki oğlu Melampus ve Bias'ı yanına alarak Elis krallığına gittiler ve Argos'a yerleşip, tahtı Proteus'la paylaştılar. Pelias'ı bir kâhin gelip uyardı: Bir gün ayağının birinde sandalı olmayan birisi gelip tahtı isteyecek ve hatta ölümüne sebep olacak. Pelias, kral olmayı çok sevdiği ve iktidar gücünü hep elinde tutmak için, kâhinin dediklerini aklından çıkarmadı. Bir süre sonra Pelias, iktidarına ileride göz koyar diye ikiz kardeşi Neleus'u bile şehirden kovdurdu. Neleus da Elis'e gitti ve kuzeni Aphareus'un kendisine bağışladığı krallığının bir bölümü aldı. Sonra da Pylos şehrini kurdu. İolkos'un uçsuz bucaksız zindanlarında Aeson kendisine bir kadın buldu ve onunla evlendi. Orada bir oğlu oldu: İason. Aeson, onu İolkos'tan uzaklara gönderdi ve yarısı at yarısı insan bir kentauros Kheiron'a büyütmesi için verdirdi. Pelium Dağı civarında bir bölgede yaşayan ölümsüz Kheiron, ona savaşmasını ve hekimlik sanatını öğretti. Yıllar sonra Pelias, Poseidon'u şereflendirmek için Olimpiyat'ların ev sahipliğini üstlendi. Tesalya başta olmak üzere, Yunanistan ve dünyanın her yerinden yiğitler İolkos'a akın ettiler. İason, yarışmalara katılmak amacıyla İolkos'a giderken yolu üzerindeki Delphoi'ye giderek, oradaki Apollon'un meşhur rahibine danışmak istedi. Tanrı'nın sözcüsü İason'a bir panter postu giymesini ve elinde bir kargı taşımasını söyledi. Delphoi'den ayrılan İason, Pelion dağı eteklerindeki, çamurlu Anavros (Anaurus) nehrini geçmek isteyen yaşlı bir kadın gördü. Bazı mitologlara göre bu kadın, kılık değiştirmiş Hera'nın ta kendisiydi. İason, kadına yardım etmek istedi ve onu sırtına alıp karşıya geçirirken suda ayağı kayınca, ayağındaki sandallardan birisi çıkıp akıntıyla uzaklaştı. İason, ayağında tek sandalla İolkos'a bir kurban töreni günü ulaştı. Yarışmalara kaydını yaptırırken, "ayağında tek sandalı olan adam" olarak anons edildi. Bu durum, zaten işkilli olan Pelias'ın kulağına gidince, onu hemen sarayına çağırttı. İason'un gösterişli savaşçı yapısından ürktü. Ayrıca, onun Aeson'un oğlu olduğunu da öğrenince iyice telaşa düştü. İason'un tek şartı vardı: Tahta hemen kendisi geçmeliydi. Pelias, bunu bir şartla kabul etti. İason gidip, altın postlu pöstekiyi İolkos'a getirmeliydi. İason, bunu kabul etti. Pelias, İason'un bir daha asla geri dönemeyeceğini tahmin ediyordu. Pelias'ın emriyle İason'un görevi tüm Tesalya'ya duyuruldu. Zaten olimpiyatlar için Herakles başta olmak üzere pekçok yiğit İolkos'a gelmişti. İason, başvuranlardan en güçlülerinden 50 tanesini kendisi seçti. İason'a yardım etmek için gelenlerin arasından seçilen elli Argonaut'tan önemlileri: Polydeukes, Herakles ve yanından hiç ayırmadığı arkadaşı Hylas, Admetos, Peirithoos, tanrısal ikizler Dioskur'lar, Orpheus, meşhur Telamon, Kastor, dümenci Tiphys, Atalanthe, bilici (kahin) İdmon ve Pelias'ın oğlu Acastus. Daha da katılanlar olunca bu sayı 70'e çıktı.

3. Sefer için bir gemi yapılıyor
İason Tesalya'nın en meşhur tekne ustası olan Argos'a, tanrıça Athena gözetiminde 50 kürekli bir gemi yaptırdı. Gemi, Tesalya'nın bir limanı olan Pagasai'de inşa edildi. Kereste Pelion dağından geldi. Pelion Dağı'ndaki kutsal ağaçlar bu iş için  Athena'nın gözetiminde kesildi. Ayrıca, Dodona bölgesinin kutsal meşe ağacından kesilen pruvası özeldi. Athena, pruvayı kendisi yonttu ve ona konuşma özelliği verdi. Böylece pruva, kehanette bulunabiliyordu. Sefer boyunca geminin konuşma özelliği destanda işlenmiştir. Herşey bittikten sonra gemiye Argo ismi koyuldu. İnşası bitince de tekne İolkos'a getirildi. Argos sözcüğü Yunancada hızlı, hafif, parlak anlamındadır. Sefere katılan yiğitlere de geminin adından dolayı Argonautlar (Argo gemicileri) dendi. İlkçağın büyük destansal öykülerinden biri olan Argonautların bu uzun serüvenini Rodoslu Apollonios yazmıştır. İ.Ö. III. yüzyılda yaşayan Apollonios ünlü bir mythos yazarıdır. İason, Apollon'a kurban kesilerek yola çıkmak istedi ama pruvası konuşma yeteneğine sahip olan Argo, Herakles iri olduğundan onu taşımak istemedi ve bunu konuşarak da belirtti. Athena bu işi kolayca çözümledi. Sonra, seferin geleceğine dair kahin İdmon'a danışıldı. Herkesin sağsalim döneceğini, bir tek kendisinin seferde öleceğini bildirdi!

4. Sefer başlıyor
İason ve adamları Altın Postu geri getirmek üzere Argo isimli gemiyle, Tesalya'daki İolkos limanından görkemli bir törenle Çanakkale'ye doğru yola çıktılar.

5. İlk uğrama yeri: Limni adası
Kahramanların ilk uğrak yerleri Lemnos (Limni) adası oldu. Adadaki kadınlar vaktiyle kocalarını öldürdüklerinden adada erkek bırakmamışlardı. Adada egemenlik kuran bu kadınların başında kraliçe Hypsipyle vardı. Kadınlar limana akın ederek gemiyi ve içindekileri görünce sevindiler. Zira, yiğitlerle birlikte olmak için can atıyorlardı. İstediklerini elde ettiler ve hemen hepsi Argonaut'lardan hamile kaldılar. Hypsipyle çiftleşmek için İason'u tercih etti.

6. İkinci uğrama yeri: Semendirek adası
Daha sonra Semothraka (Semadirek, Semendirek) adasına geldiler ve aralarında bulunan müzikçi, şair Orpheus'un girişimiyle Gizemler'i öğrendiler.

7. Dolionların ülkesindeki istenmeyen kaza
Dolionların ülkesine gelen Argonaut'ları kral Kyzikos çok dostça karşıladı ve onurlarına bir şölen düzenledi. Kahramanlar daha sonra yola çıktılar ve bir firtınaya yakalandılar. Fırtına onları sürükleyerek gece karanlığında az önce kaldıkları ülkenin kıyılarına sürükledi. Dolion'lular gece karanlığında kıyıya çıkan Argonaut'ları korsan zannederek onlara saldırdılar ve kral Kyzikos bu kavgada İason tarafından öldürüldü. Onun karısı Kleite de (Cleite) daha sonra üzüntüsünden kendini öldürdü. Nymphe'ler (periler) üzüntülerinden o kadar çok ağladılar ki onların göz yaşlarından kraliçenin adını taşıyan bir kaynak meydana geldi. Argonaut'lar bu istenmeyen savaşta ölen dostları Kyzikos ve diğerleri için üç gün yas tuttular, kurban törenleri yaptılar ve yine yola çıktılar. Truva'yı geçtiler ve Marmara Denizine girdiler.

8. Herakles ayrılıyor
Daha sonraki durakları, sonraları İpek Yolu'nun önemli duraklarından birisi olacak olan Mysia kıyılarındaki Cius'ta (Mudanya limani civarı, Gemlik) karaya çıktıklarında Herakles, kırdığı küreğinin yerine yenisini kesmek için ormana daldı. Yanında da Hylas isminde çok sevdiği bir genç vardı. Delikanlıyı tatlısu aramaya göndermişti. Tatlısuyu bulan Hylas'ı su doldururken gören su perisi Pegae (Dryope), Hylas'ı çok beğendi ve onu kaçırdı. Böylece Hylas geri gelmeyince Herakles onu aramaya koyuldu. Teknedekiler şafak sökerken hâlâ Herakles'in dönmediğini görünce karar İason'a bırakıldı. Zaten yarı deli Herakles'i istemediğini en baştan beri sürekli dile getiren Argo'nun da etkisiyle İason, istemeye istemeye, Herakles'i arkalarında bırakma kararı aldı. Gemi, kahramanı arkada bırakarak yoluna devam etti. Herakles ise Hylas'ı hiçbir zaman bulamadı. Arkadaşı Polyphemus ile birlikte hizmetçisi Hylas'ı uzun zaman aradı. Bakmadığı mağara, çıkmadığı dağ kalmadı. Hylas ise geri dönmeyi kendisi istemedi. Çünkü, periye aşık olmuştu.

9. Kadıköy'deki boksör
Daha sonra Berbryk'lerin ülkesine vardılar. Anadolu yakasındaki Chalchedon (Kalkedon, bugünkü Kadıköy) vardıklarında, Poseidon'un oğlu Amykos ile karşılaştılar. Bu kuvvetli dev, Berbry'ler bölgesinin kralıydı ve ülkesine her geleni kendisiyle boy ölçmeye zorluyor, bunun içinde yumrukla gücünü gösteriyordu. Çoğu zaman da yeniyor ve yolcuyu öldürüyordu. Argo'daki Pollux hemen dövüşmeyi göze alsa da Zeus'un oğlu Polydeukes kralın karşısına geçti ve onu yendi. Böylece yolculara karşı insafsızca davranan Amykos'un bu davranışı sona erdi.

10. Salmydessos'taki Poseidon'un oğlu
Argonautlar Kolkhis'e doğru yelken açtılar fakat çıkan fırtına bu kez onları Thrakia kıyılarındaki Salymdessos'a sürükledi. Burasının kör kralı Phineus, Poseidon'un oğluydu ve aynı zamanda bir kâhindi. Bu yaşlı adam her zaman açtı çünkü ne zaman yemek yemeye başlasa Harpyalar saldırıyorlar ve tabağındakileri kapıyorlar, bir de yerine çok kötü kokan dışkılarını bırakıyorlardı. Boreas oğulları Kalais ve Zetes, bu kadın yüzlü ve kanatlı canavarların peşine düştüler ve onları yakaladılar. Tam hepsini öldürecekken Hera'nın habercisi İris gelerek Harpyaların bağışlanmasını diledi. Harpyaların bir daha yaşlı Phinius'a dokunmayacakları sözünü alınca Harpya'lar serbest bırakıldılar. Harpyalar Strophade (Stamphane) adalarına gittiler ve bir daha gelmediler. Hemen o gece kral Phinius onuruna bir şölen düzenlendi. Yaşlı kral o gece dilediği kadar yedi içti ve Argonautlara memnuniyetini bildirdi. Daha sonra Phinius, Argonaut'lara yolda ne gibi tehlikelerle yüzyüze gelebileceklerini ve bunları nasıl atlatabileceklerini bir bir söyledi. Söylediklerinin içinde İason'un en çok dikkatini çeken ve ilgiyle dinlediği konu, boğazlardan geçmek isteyen her gemiyi ezerek parçalayan, meşhur "çarpışan kayalar"dan nasıl geçileceği konusu oldu.

11. Ares'in adası
Yarı yoldaki güney kıyısında Argo, Ares'in üzerinde pirinç tüylü kuşların (Stymphalian'lar) olduğu Ares'in Adasına (bugünkü Giresun Adası) ulaştı. Pirinç tüylerini ok gibi fırlatabilen bu kuşlar, Herakles tarafından Yunanistan'dan kovulmuş, buraya gelmişlerdi. Argonautlar buradan hızla geçtiler fakat geçerlerken kuşlar saldırdılar ve adamlar kendilerini kalkanları ve kılıçlarıyla korudular.

Argonautların İzlediği Yol



12. Çarpışan mavi kayalar (Symplegad'lar)
Karadeniz'e geçmek için ilk önce Boğaz Geçidi'nden geçmeleri gerekiyordu. Geçit iki kaya tarafından korunmaktaydı ve bunlar aralarından geçen bir gemi olunca birbirlerine hızla çarpıyor, arada kalan herşeyi eziyorlardı. Symplegad'lar (çarpışan mavi kayalar) denen bu bölgeden hiçbir gemi geçemiyordu. Argonautlar bu durumu ihtiyar Phinius sayesinde önceden bildiklerinden hazırlıklıydılar ve yanlarında getirdikleri bir güvercini geçide vardıklarında saldılar. Güvercin geçitteki iki kayanın arasına gelince, kayalar derhal kapandılar fakat güvercin kayalardan daha hızlı olduğundan kurtuldu. Daha sonra kayalar yavaşça açılmaya başladılar. Kayalar yavaş yavaş açılırlarken gemiyi iki kayanın arasına sürdüler. Kayaların tekrar çarpışarak bir araya gelmeleri için, kayaların önce sonuna kadar açılmaları gerekiyordu. Kayalar açılarak birbirlerine en uzak mesafeye gelmeden gemiyi araya sürdüklerinden zamandan kazanmışlardı. Argo son sürat güvercini takip ederek iki kayanın arasında ilerledi. Yolun ortalarını geçtikten hemen sonra kayalar birbirlerinden en uzak mesafeye geldiler. Gemi çıkışa doğru hızla ilerlerken kahramanlar canla başla küreklerine asıldılar. Bu sırada kayalar tekrar kapanmak üzere hamle yaptı. Kayalar birbirlerine şiddetle çarptıklarında sadece Argo'nun pupasındaki yıldız şeklindeki bir süsü ezildi. Bu şekilde gemi buradan güvenle geçmiş oldu. Zeus, geçitteki durumu yukarıdan izliyordu. Geminin bir güvercin hilesiyle geçitten geçtiğini görünce kayaların artık etkisiz olduğuna karar vererek, geçitteki bu kayalara yerlerine mıhlanmalarını buyurdu. Bugün burada bu kayalar hareketsiz durmaktadır. Geçitteki akıntı çok kuvvetliydi. Argonaut'lardan birisi olan Orpheus, kürekçilerin canı sıkılmasın diye lirini çaldı. Gemi daha sonra Yunanlıların "Pontos Eukseinos" yani konuksever deniz dedikleri Karadeniz'e çıktı.

13. Amazonlar
İlk durakları Maryandyn'lerin ülkesi oldu. Kral Lykos onları iyi karşıladı ama bir yaban domuzu avında Argonaut'lardan bilici İdmon ve Argo'nun dümencisi Tiphys öldü. Argonaut'lar daha sonra ilerleyip Amazon'ların ülkesine vardılar. Amazon'ların ülkesi Thermodon (Terme Çayı) ve Themiskyra (Terme) şehri arasındaydı. Vahşilikleri ve saldırganlıklarıyla tanınan bu kadınların bulunduğu yerden geçerken hiç ses çıkarmamaya özen gösterdiler. Farkedilmeden geçip, hiç duraklama yapmadan Giresun Adasına (
Aretias) gelip su ve yiyecek ikmali yaptılar. Burada kendilerine musallat olan yırtıcı kuşlar, vaktiyle Herakles tarafından Stymphalos Gölü'nden kovalanan kuşlardı. Usanmadan tüm kuşları tek tek oklarıyla vurup öldürdüler. Daha sonra, Kafkas Dağlarının göründüğü kıyılara doğru ilerlediler. İnsanlara, bir rezene bitkisinin kabuğunun içinde,  Zeus'un karşı çıkmasına rağmen, ateşi verdiği için, Kafkaslardaki bir dağın zirvesinde, Zeus'un emriyle, Hephaistos tarafından kırılmaz, parçalanmaz zincirlerle dağa bağlanmış durumdaki Prometheus'u hâyâl meyâl uzaktan seçebildiler. Ayrıca onun karaciğerini yemeye her gün gelen dev kartalın kanat sesini de duydular. Devam edip Phasis Irmağına (Pasinus) yani Kolkhis'e (Gürcistan) vardılar.

14. Kolkhis'e varış
Kolkhis'e vardıklarında güneş oğlu kral Aietes ve kızı Medeia'nın huzuruna çıktılar ve İason kralın kızını çok beğendi. İason ve arkadaşlarının altın postu almak üzere geldiklerini öğrenince kral Aietes'in yüzü değişti ve bu yiğit gemicilerle çarpışmayı göze alamadı. Altın Postu bir tek koşulla vermeye razı oldu. İason önce bir ejderi öldürecek, sonra da burunlarından ateş püsküren tunç ayaklı iki boğayı boyunduruğa koşacak ve onlarla bir tarla sürecekti. Daha sonra da kazılan tarlaya ejderhanın dişlerini ekecek ve oradan çıkan silahlı adamlarla çarpışacak ve hepsini yenecekti. İason ister istemez bu koşulları kabullendi. Derenin diğer tarafına geçirdiği ihtiyar kadın kılığındaki ölümsüz Hera da İason'a yardım ediyordu. İason duygularını Afrodit'e açtı ve zaten Afrodit de yiğitliğinden dolayı İason'a ilgi duyuyordu.

15. Eros okuyla Medeia'yı İason'a aşık ediyor
Afrodit, oğlu Eros'a sevgi oklarından biriyle kralın kızı Medeia'yı vurmasını buyurdu. Eros'ta annesinin verdiği görevi hiç vakit geçirmeden yerine getirdi. Daha sonra Medeia birden İason'a karşı dayanılmaz bir sevginin doğduğunu içinde hissetti. Ne yapıp edip babasının İason'a verdiği görevde İason'a yardım edip onun başarmasını sağlamak istedi. Daha sonra bir büyücü de olan Medeia, İason eğer kendisini almaya söz verirse yardım edebileceğini bildirdi. Sonra da İason'a deriye sürüldüğünde deriyi günboyu silah işlemez hale sokan güçlü merhemler hazırladı. Ejderhanın dişlerini ektikten sonra çıkan silahlı adamların aralarına bir taş atarsa, bunların kavgaya tutuşacağını ve birbirlerini öldüreceğini de söyledi. İason, boğaları boyunduruk altına sokmayı, ejderin dişlerini tarlaya ekip, topraktan çıkan adamları birbirine öldürtmeyi başardı. Fakat, kral Aietes verdiği sözü tutmadı ve Argo gemisini yakmaya ve Argonautları öldürmeyi planladı.

16. Nihayet Altın postlu koçun pöstekisi İason'un eline geçiyor
Daha hızlı davranan Medeia, İason ile el ele vererek Ares'in ormanına girdiler. Medeia büyülü şarkılarıyla yılan biçimindeki ejderi uyuttu. İkisi koçun pöstekisini alıp, Argo gemisine kaçırdılar. Argo gemisindeki zaten hazır olan gemiciler onları hemen tekneye aldılar ve hemen şafak sökmeden yelken açtılar.

17. Arayı açmak için parçalara ayrılan prens
Argonautların yola çıktığını gören Aietes hemen arkalarından adamlarını saldı. Medeia erkek kardeşi Absyrtos'u da yanına almıştı. Babasının adamlarının yaklaştığını görünce korkunç bir çareye başvurarak küçük kardeşini parça parça doğradı ve parçalarını yol boyunca serpti. Aietes'in adamları prensi düzgün bir törenle, vücudu eksiksiz olarak gömebilmek için bu parçaları toplamakla uğraşak çok vakit kaybettiler ve böylece Argo gemisi uzaklaşıp kayboldu.

18. Zeus'un öfkesi
Dönüş yolu ilk olarak tekrar boğazdan geçmek yerine, İstros (Tuna) ırmağı ağzına vardılar. Irmak boyunca yol alarak Adriatiğe çıktılar. Adriyatik'te Yunanistan'a doğru ilerlerken Zeus'un öfkesine uğrayıp fırtınaya tutuldular. Medeia, elini kardeş kanıyla kirlettiğinden bu suçtan arınmadıkça Yunanistan'a dönemeyeceklerini anladı ve bunun üzerine halası büyücü ve Güneşin kızı Circe'ye (Kirke) uğramayı akıl etti. Gerisin geriye kuzeye çıktılar, Eridanos'a (Po) doğru karanın içinde, nehirde ilerlediler. Sonunda, Ren Nehrini kullanarak vatanlarından epey uzakta bi yerden tekrar Akdeniz'e çıktılar. Yunanistan'a varmak için epey yol katetmeleri gerekecekti.

19. Kirke
Büyücü Kirke, yeğenini arındırdı ama İason'a pek konuksever davranmadı. Yine de onlara yol boyunca yararlı olabilecek, tehlikelerden korunmalarını sağlayacak öğütlerde bulundu. İason, Kolkhis'ten dönerken yolda Phaik'lerin ülkesine uğradı ve orada Medeia ile evlendi. Yola çıkmazdan önce Kirke, sirenlerin adası tehlikesi için onları uyardı.

20.
Sirenler
Argo gemisi daha sonra şarkılarıyla insanları büyüleyen, aklını başından alan Sirenlerin adasının önüne geldi. Bu yarısı kuş, yarısı kadın yaratıklar, tam şarkılarına başlayacakken müzikçi Orpheus onlardan önce davrandı. Lirinden öylesine büyüleyici ezgiler çıkardı ki Sirenler kendilerinden geçtiler ve sonra da kendi çalgılarını denize atıp pes ettiler. Kirke'nin öğütlerine uyarak, ayrıca Hera'nın da koruyuculuğu altında Charybdis-Scylla'nın uçurumlarını (Messina Boğazı) geçtiler.

21. Libya
Daha sonra çıkan kuvvetli bir fırtına onları Afrika kıyılarına attı. Çok muazzam büyüklükteki dalgalar Argo'yu kaldırıp karaya, kuru kumların üzerine bıraktılar. Bunun üzerine Argonautlar gemiyi terkettiler. Fakat Libya'lıların ödünç verdikleri silindirlerin üzerinde kaydırdıkları gemilerini tekrar denize indirmeyi başarıp, yeniden denize açıldılar. Kuzey Afrika'daki Atlas Dağları eteklerinde hesperidlerin bahçesinde Herakles'in vaktiyle zehirli oklarıyla vurduğu ejder Ladon'un hâlâ ölmek üzere can çekişmekte olduğunu gördüler. Hesperidlerin bahçesini ziyaret ederek ağaç haline getirilmiş Atlas'ın üç peri kızının gölgesinde dinlendiler.

22. Girit'teki demir robot Talos
Girit'e vardıklarında, Kral Minos tarafından limana bekçilik etmesi için Kheiron'a yaptırılmış, buradan gelip geçen gemilere kocaman taşlar atan, bronzdan yapılmış, tunç çağından kalma, mekanik bir dev robot gördüler. Medeia gözleriyle Talos ismindeki dev robotu, tam kocaman bir kayayı gemiye atacakken büyüledi ve sendeleyen robot, topuğunu bir kayaya çarptı. Devin topuğundan akan sıvı, devi hareketsiz bıraktı. Sonra Argonautlar güvenle kıyıya çıktılar.

23. Girit'ten ayrılış ve çöken karanlık
Adadan ayrılır ayrılmaz, çöken zifiri karanlık yüzünden yönlerini kaybettiler. Tam umutsuzluğa kapıldıkları sırada, Apollon'un gönderdiği alevli oku gördüler. Oku takip edip düştüğü yere kadar kürek çektiler. Böylece, yurtlarına İolkos'a vardılar.

24. İolkos'ta karşılanma ve Medeia'nın oyunu
Argo sonunda İolkos'a vardı. Çok büyük eğlenceler ve sonu gelmek bitmeyen törenlerle günlerini geçirdiler. İason, postu amcası kral Pelias'a sundu. O da postun Zeus Tapınağına asılmasını istedi. İason Altın Postu Zeus'un en büyük mabedinde yüksekçe bir yere astı. İason saraya döndüğünde, babası Aison'un öldüğünü öğrendi. Pelias, tahtı vermemek için yine binbir türlü bahane uyduruyordu. İason, eşinden yardım istedi. Medeia, yaşlı kralı ortadan kaldırmanın yolunu buldu. Önce Pelias'ın kızlarıyla arkadaşlık kurarak onlara babaları Pelias'ı nasıl gençleştirebileceğini öğreteceğini vaad etti. Dediklerini kanıtlamak için de, yaşlı bir koçu kurban olarak kestirdi ve eti, içinde birtakım büyülü otlar kaynayan bir kazana attı. Kazanı ateşten alıp üzerini örtüp bekletti. Meraklı kızların gözü önünde kazanın kapağını açtıklarında ise içinde canlı, körpe bir kuzuyu onlara gösterdi. Kızlar çok şaşırdılar. Medeia, kızlara şöyle dedi: "Aynı deneyi babaları için yaparlarsa, o da böyle genç bir delikanlı olarak yeni bir hayata başlayacak ve uzun yıllar onlarla birlikte olacak". Medeia'nın büyü yaparak böylece Pelias'ın saf kızlarını kandırdı. Pelias'ın kızları bu hileye inanarak o akşam babalarını tüm yalvarmalarına rağmen canlı canlı kestiler ve kazana attılar. Daha sonra kapağı açtıklarında gördükleri babalarının pişmiş etleriydi. Dirilmediğini görünce de çılgına döndüler. Daha sonra da yurtlarından sürüldüler. İason'la sefere katılan Acastus, Pelias'ın oğluydu ve Medeia'nın yol açtığı bu kötü olay yüzünden, babasını kaybetmenin hiddetiyle İason'u ve karısını İolkos'a küstü.

25. İason ve Medeia kovuluyor
Pelias'ın oğlu Acastus, krallığı ele geçirince ilk iş olarak, İason'la Medeia'yı kovdu. İason, karısını da alarak, Korint Adasına gitti. Argo'yu Korint Adasına karaya oturttu ve onu bir mabed gibi süsleyerek, armağan olarak Poseidon'a sundu. Daha sonra ikisi Argo'yu orada bırakarak Korinthos'a gittiler ve oraya yerleştiler.

26. Peleus günahlarından arınıyor
Sefere katılanlardan birisi olan Peleus, saraya Acastus'u ziyarete geldiğinde, Acastus, Peleus'un eskiden beri söylenegelen suçunu affetmek için bir tören yaptırdı ve Peleus'u günahından arındırdı. Peleus, Kalydonian'daki meşhur boğanın avı sırasında istemeyerek Eurytion'u öldürmüştü. Bu ava katılan başlıca yiğitler: Korint adasından yardıma gelen İason, Acastus, Herakles'in ikiz kardeşi İphikles, Odysseus'un babası Laertes, Akhilleus'un babası Peleus, Theseus.

27. Peleus'un yasak aşkı
Peleus, İolkos'ta misafir olarak kalırken, Pelias'ın ölüm töreninde Pelias'ın onuruna bir güreş turnuvası tertiplendi. Peleus'un karşısına çıka çıka kadın savaşçı Atalanta çıktı. Atalanta, vaktiyle Peleus'la Kalydonian Boğa Avı'na da katılmıştı. Güreşte Atalanta Peleus'u yendi. Daha sonra, Acastus'un eşlerinden birisi olan Astydamia, Peleus'a aşık oldu ve kur yapmaya başladı. Peleus, kadına karşılık vermedi ve misafir olduğundan ondan uzak durdu. Astydamia ise red edilince kocası Acastus'a gidip Peleus'un kendisine tecavüz ettiğini söyledi.

28. Kheiron Peleus'a yardım ediyor
Acastus Peleus'u öldürebilmek için bir av tertip ettirdi. Av sırasında tehlikeli bir bölgeye bile bile girdiler. Burası at adamlar olan kentaurosların bölgesiydi ve yabancıları hiç sevmezlerdi. Gecelemek için kamp kurduklarında, Acastus, Peleus'un sihirli kılıcını çaldı ve sakladı. Sonra onu uyurken, kentaurosların bölgesinde yalnız başına bırakarak sessizce adamlarıyla birlikte İolkos'a döndü. Peleus uyanınca kılıcını aradı ama bulamadı. Sonra onu gören kenraurosların birkaçı Peleus'u yakalayıp, kentaurosların başı hekim Kheiron'a götürdüler. Kheiron bilge birisiydi ve Peleus'un kılıcını bulup ona geri verdi.

29. İolkos'un ve tüm Tesalya'nın kralı Thessalus
Peleus öcünü almak için etraftan bol miktarda adam topladı ve bir ordu kurdu. Kendisine İason, Kastor ve Polydeukes eşlik etti. Ordusuyla İolkos'a girip Acastus'u ve iftiracı karısını öldürdü. Yeni kral, İason'un Medeia'dan olma oğlu, Alcimenes'in ikiz kardeşi Thessalus oldu. Thessalus, çok adil ve güçlü bir kral oldu. O kadar ki, tüm hükmettiği bölgeye onun ismi verildi ve o günden beri orasının ismi Thessalus yani Tesalya oldu.

30. İason Medeia'yı boşuyor
Peleus ve İason, birlikte Thessalus'u kral yaptıktan sonra, İason karısına Medeia'ya döndü ve Korinthos'ta uzun yıllar barış ve mutluluk içinde yaşadılar. İki de çocukları oldu. Kral Kreon başta olmak üzere, oranın halkı onlara çok iyi davrandılarsa da, sonradan Medeia'nın yeteneğini duyup gelen halkın bitmek bilmeyen büyücülük isteklerinin başlarına getirecekleri felaketler yüzünden, bölgenin ileri gelenleri, ondan kurtulmanın çarelerini aramaya başladı. Kocası İason da artık ondan iyice bıkmıştı ve kralın kızı Kreusa ile aşk yaşamaya başlamıştı. Kıza evlenme vaadini de söylemişti. Kızın tek isteği, Medeia'dan hemen boşanmasıydı. Büyücülük yeteneğinin artmasıyla ters orantılı olarak vaktinden önce gittikçe kocayan ve çirkinleşen Medeia olan biten herşeyin farkındaydı. İason'un boşanma istediğine şaşırmadı ve hemen kabul etti. İason, Medeia'yı boşadıktan hemen sonra Kreusa ile evlenme hazırlıklarına başladı. Medeia, o güne kadar ki yaptığı tüm yardımları ve desteği unutan kocasından intikam almak için, o güne kadar yaptığı kötülüklerin en korkuncunu tasarladı. Gelin Kreusa'ya sözde düğün armağanı olarak büyülü bir giysi gönderdi. Düğün günü bu giysiyi üzerine geçiren Kreusa, cayır cayır yanmaya, derileri soyulmaya başlayınca, kral Kreon hemen kızının yardımına koştu. Sonunda baba, kız ikisi birlikte yanarak öldüler.

31. Medeia İason'u terkederek Atina'ya gidiyor
Medeia, İason'dan öc almak için İason'dan olma öz çocuklarını da boğarak öldürdü. Daha sonra  boğulmuş çocuklarını İason'a hiçbirşey olmamış gibi gösterdi. İason ne kadar gözyaşı döktüyse de Medeia'nın kendisine de bir fenalık yapacağından korkarak, karısının üzerine gidemedi. Medeia, atası Helios'un kendisine gönderdiği sihirli arabaya binerek Atina'ya uçtu. Atina'da kral Aigeus'un sarayına yerleşti. Kendisiyle evlenirse ona hemen erkek bir çocuk doğuracağını, bu çocuğun çok güçlü olacağını söyledi. Daha sonra savaşçı Theseus, yıllar sonra bilmeden babasının yanına, saraya geldi. Theseus'un Aigeus'un oğlu olduğunu ve tahta göz dikeceğini anlayan Medeia, onu bir şölende zehirleyip öldürmek istedi. Theseus, yemekte gelen eti kesmek için bir zamanlar Aigeus'un olan kılıcı çıkarınca babası oğlunu tanıdı. Medeia'nın Theseus'a gösterdiği kötü muamele kralı bıktırınca, Aigeus Medeia'yı kovdu.

32. Medeia Atina'dan kovuluyor
Medeia bunu üzerine Atina'yı kaçarak terketti ve ülkesi Kolkhis'e döndü. Orada bir çok suç ve efsanelerden sonra babası Aietes ile barıştı.

33. İason'un sonu
İason, Medeia gittikten kendisini içkiye verdi. İyice yaşlanınca Argo'yu karaya oturttuğu Korint Adası'na geri döndü ve kendisine hiç bakmayarak sefil bir şekilde sokaklarda yatmaya başladı. Dilenci kıyafetinde, her geçen yıl daha da çürüyen Argo'nun gölgesinde miskin miskin oturarak, yaşadığı maceraları gelip gidenlere yıllarca anlattı. Fakat birgün, iyice çürüyen geminin önündeki pruva kısmı, çatırtıyla İason'un üzerine düştü ve onu ezerek öldürdü. Daha sonra Zeus, yıldızları tekrar düzenleyerek Argo'yu bir burç olacak şekilde araya yerleştirdi.

 

Kaynaklar
Mitoloji Sözlüğü. Azra ERHAT. Remzi Kitabevi, 5. Baskı, Eylül 1993. Büyük Fikir Kitapları Dizisi:18
Ortadoğu Mitolojisi, S.H. Hooke. Çeviri: Alaeddin SENEL. İMGE YAYINLARI: 20, Eylül 1993.
Yunan Mitolojisi. Çeviri: M. Tahsin KOZANOĞLU. MİTOLOGYA YAYINLARI: 1, Aralık 1992.
Mitologya, Edith Hamilton. Çeviri: Ülkü TAMER. VARLIK YAYINLARI, Sayı: 326. 1994
Mitoloji Sözlüğü, Pierre Grimal. SOSYAL YAYINLAR, 1997.
Klasik Yunan Mitolojisi, Şefik Can. İnkılâp Yayınları
100 Soruda Mitologya. Behçet NECATİGİL. 1995
Meydan Larousse Ansiklopedisi
ARGONAUTICA [Wikipedia]
Cousteau, Sea and Legends.
Hayat Ansiklopedisi
Theoi Project

 


Arganoutların listesi
Acastus, Pelias ve Anaxibia ya da Phylomache'nin oğlu. İolkos'lu.
Actor, Deion'un oğlu. Phocis'li.
Admetus, Pheres ve Periclymene'nin oğlu, Pheres'li.
Aethalides, Hermes ve Eupolemeia'nın oğlu. Haberci.
Amphiaraüs, Oécles'in oğlu. Argos'lu.
Amphion ve Asterius, Hyperasius'un oğulları. Pallene'li.
Ancaeus ve Erginus, dümenci. Poseidon ve Astypalea'nın oğlu. Milet'li.
Ancaeus, Lycurgus ve Cleophyle ya da Eurynome. Arcadia'lı.
Aphidamas ve Cepheus, Aleus ve Neaera'nın oğulları. Arcadia'lı. Ancaeus'un amcaları.
Argos, Argo'yu yapan tekne ustası.
Ascalaphus, Ares'in oğlu. Orchomenus bölgesi.
Asklepios, Kheiron'un öğrencisi büyük hekim
Asterion
, Cometes ve Antigone'nun oğlu.
Atalanta, Schoeneus'un kızı. Boeotia'lı avcı kız.
Augeias, Poseidon ya da Phorbas ve Hyrmina. Elis bölgesi
Autolycus, Deimachus ya da Hermes'in oğlu.
Butes, Teleon ya da Poseidon ve Zeuxippe'nin oğulları. Atina'lı.
Caeneus, Coronus'un babasının oğlu, Lapith ırkından.
Calais ve Zetes kardeşler, Rüzgârların kralı Boreas ve Oreithyia'nın oğulları (Boread'lar)
Canthus, Canethus'un oğlu. Euboea'lı.
Castor, Helena'nın ağabeyi. Tyndareus ve Leda'nın oğlu. (Dioskur'lardan birisi), Sparta'lı.
Clytius ve İphitus, Eurytus'un oğulları, Oechalia'lı.
Coronus, Caenus'un oğlu. Lapith ırkından ve Tesalya'lı.
Deileon, Deimachus'un oğlu.
Deucalion, Minos'un oğlu. Girit'li.
Eribotes, Teleon'un oğlu. Atina'lı.
Erytus ve Echion, Hermes ve Antianeira'nın oğulları. Alope'li
Euphemus, Poseidon ve Europa'nın oğlu. Taenarus bölgesinden.
Eurydamas, Ctimenus'ın oğlu. Dolopian
Eurytion, İrus ve Demonassa'nın oğlu. Phthia'lı.
Herakles, Zeus ve Alkmene'nin oğlu. Tiryns'li.
Hippalcimus, İtonus'un oğlu.
Hylas, Theiodamas ve Menodice. Herakles'in arkadaşı.
İason, Aeson ve Alcimede'nin oğlu. Argo'nun kaptanı.
İdas ve Lynceus, Aphareus ve Arene'nin oğulları, Arene'li
İdmon, Apollon'un ya da Abas ve Cyrene ya da Asteria'nın oğlu. Argos'lu, kâhin.
İphiclus, Phylacus ve Clymene'nin oğlu, Phylace'lı
İphiclus, Thestius'un oğlu. Aetolia'lı.
İphitus, Naubolus'un oğlu. Phocis'li.
İphitus, Sthenelus'un oğlu. Miken'li.
Laertes, Arcreisius ve Chalcomedusa. Argos'lu. Odysseus'un babası.
Laocoon, Meleager'ın amcası. Kalydon bölgesinden.
Leitus, Alector ve Cleobule'un oğlu.
Melampus, Poseidon'un oğlu. Pylus'lu.
Meleager, Oeneus ya da Ares ve Althaea'nın oğlu. Kalydon bölgesinden.
Menoetius, Actor ve Aegina'nın oğlu. Phocis'li.
Mopsus, Ampycus ve Chloris. Lapith ırkından, Kâhin.
Nauplius, Clytoneus'un oğlu. Argos'lu.
Oileus, Hodoedocus ve Agrianome'un oğlu. Locris'li.
Orpheus, Oeager ve Calliope'nin oğulları. Thrace bölgesinden
Palaemon, Hephaistos ya da Lernus'un oğlu. Aetolia'lı.
Peleus ve Telamon, Aeacus ve Endeis ya da Creusa'nın oğulları, Phthia ve Salamis'li
Penelaus, Hippalcimus. Boeotia bölgesi.
Periclymenus, Neleus ve Chloris'in oğlu. Pylus'lu.
Phalerus, Alcon'un oğlu. Atina'lı.
Phanus ve Staphylus. Dionysus'un oğulları. Girit'li.
Phlias, Dionysus ya da Ceisus ve Araethyrea'nın oğlu.
Poeas, Philoctetes'in babası.
Polydeuces, Zeus ve Leda'nın oğlu, (Dioskur'lardan birisi), Sparta'lı
Polyphemus, Eilatus ve Hippea'nın oğlu. Arcadia'lı.
Talaus, Leodocus ve Areus, Bias ve Pero'nun oğulları. Argos'lu.
Tiphys, Hagnias ya da Phorbas ve Hyrmina'nın oğlu. Dümenci.