Zooloji Enstitüsünde Ord. Prof. Dr. Curt KOSSWIG Dönemi
André NAVILLE'in ölümü üzerine yerine getirilen Curt Kosswig'in çalışmaya başladığı ilk yıllarda yani 1937-1942 yılları arasında, aralarında Almanya'da doktoralarını tamamlayan Dr. Saadet ERGENE, Dr. Bedia BOZKURT, Dr.Recai ERMİN, Dr. Atıf ŞENGÜN ve Fransa'da lisans eğitimini tamamlayan Selahattin OKAY gibi genç bilim insanları ile sonradan Zooloji Kürsülerinin bilimsel ilerlemesine katkı sağlayan Profesörler arasında Dr. Melekper OKTAY, Dr.Muzaffer DEMİR, Dr. Nezihe ÖZTAN, Dr.Neriman OZBAN, Dr. Saime ÖZARSLAN, Dr. Necla DEMİR ve Dr. Gönül BARA gibi elemanları ile kadrosunu genişletme imkanını bulmuştur.

Curt Kosswig'in kürsüsündeki eleman sayısı arttıkça bunlar arasında daha çok ve daha kaliteli yayın yapma bakımından rekabet hızlanmış, genç asistanlar arasında bir yılda yabancı dilde 2-5 yayın yapacak kadar hızlı çalışmalar başlamıştır. Özellikle genç asistanlar arasındaki rekabet genellikle bilimsel alanda kalmıştır ve kürsünün çalışma ortamını bozmamıştır. Böyle barışçıl bir ortamın yaratılmasında Curt Kosswig, her elemanın araştırması ile yakından ilgilenerek, hergün yapılan işleri izleyerek ve yapılan tüm yayınları da yurt dışındaki ilgili meslektaşlarına duyurarak ile büyük rol oynamıştır. Curt Kosswig’in özellikle Baltalimanı Hidrobiyoloji Enstitüsü’nde çalışan elemanlar ile birlikte öğle yemeklerini yerken onlarla çeşitli bilimsel konuları tartıştığı ve bu toplantılarda pek çok araştırma konusu belirlendiği de o toplantılara katılanlarca bildirilmiştir.

Curt Kosswig,'in İstanbul'da geçirdiği 1937-1954 yılları arasındaki 17 yıl, hem kendisi hem de Zooloji bilimi açısından çok verimli geçen yıllar olarak bilinir. Direktörlüğü sırasında akademik olarak verimliliği eleman yetiştirme yönünde de ortaya çıkmıştır. Kürsüde birlikte çalıştığı bilim insanları olarak yer alan Fazıla Şevket Giz, Recai Ermin ve Fahire Battalgil gibi elemanlar Profesör; Suat Nigar, Melahat Çağlar, Saadet Ergene (Bayramoğlu), Bedia Bozkurt ve Atıf Şengün Doçent; ve Fethi Akşiray, Melekper Oktay, Muzaffer Demir, Nezihe Öztan, Perihan Şadoğlu, Neriman Özban, Saime Özarslan. Ülker Demirhindi ve Necla Demir gibi genç asistanlar doktoralarını tamamlamıştır. Burada adı geçen tüm bu seçkin elemanlar sonradan pek çok biyoloji öğrencisi ve asistan yetiştirmiş ve Zooloji bilim dalına büyük katkıda bulunmuşlardır.



Curt Kosswig'in başarısının nedenleri, kendisini en yakından izleyen o zamanlar genç bir Doçent olan Prof.Dr.Atıf Şengün tarafından yazısında şu başlıklar altında toplanmıştır.

a) Güçlü kişiliği
b) Eleman kullanmadaki başarısı
c) Başkalarına angarya sayılabilecek işlerden kaçınmaması; örneğin tamamlanmış araştırmaları yabancı dile çevirmesi, başkalarına ait yayınların düzeltmelerini yapması, kitapların ve yayınların provalarını da titizlikle okuması ve düzeltmesi,
d) Zooloji bilim dalının herkes tarafından bilinmeyen ilginç yönlerini ortaya çıkarıp ilgili kişilere gösterebilmesi,
e) Türkiyede çalıştığı dönemde zooloji alanında tek otorite olarak sayılması
f) Genellikle Türkiye ile ilgili konuları ele alışı,
g) Pahalı aletlere veya yurdumuzda sağlanması zor olan araç ve gerece ihtiyaç gösteren çalışmaların üzerinde durmayışı gösterilebilir.

Dönemin şartları gözden geçirildiğinde Atatürk Devrim ve İlkelerinin en etkin olduğu bir süreçten geçildiği anlaşılacağından bu dönemde öğrenci olanların da nitelikleri üzerinde durulması gerekir.

Yurt içinde liseyi bitiren ve çeşitli burslarla yurtdışında lisans eğitimlerini tamamlayan, temel zooloji bilgileri oldukça sağlam, bilimsel toplantılar izlemiş ve tartışmalara katılmış genç bilim insanlarının Zooloji Enstitülerine girişi de zoolojinin ilerlemesinde çok etkili olmuştur. Curt Kosswig, yönetimindeki elemanların çoğu bu özelliklere sahip olduğundan hepsine ilginç araştırma konulan vererek, olabildiğince her çalışma günü onlarla konuşarak ve titizlikle yaptıkları işleri kontrol ederek onların bilimsel çalışma isteklerini canlandırmıştır.

Curt Kosswig'in bilimsel niteliklerini ortaya koyan yazılar arasında, sözleşmeli olarak görev yaptığı Zooloji ve Hidrobiyoloji Enstitülerinin Direktörlüğü görevinin sona erdiği ve Hamburg Üniversitesi Zooloji Enstitüsü Direktörlüğüne davet edildiğinde, Fen Fakültesinde kurulan ve üyeleri arasında Prof.Dr. Fazıla Şevket GİZ, Prof.Dr. Sara AKDİK, Prof.Dr. Fahir YENİÇAĞ, Prof.Dr. Recai ERMİN ve Prof.Dr. Lütfi BİRAN'ın bulunduğu bir komisyonun ona olan gereksinimi ayrıntıları ile açıklayan bir raporu da önemlidir. Bu rapor, önemli kısımları özetlenerek ve özgün dili sadeleştirilerek aşağıda verilmektedir.

"Prof.Kosswig, 1937 senesinde Fen Fakültesi zooloji Enstitüsüne Direktör ve Ordinaryüs Profesör olarak tayın edilmiş ve o tarihten itibaren belirli tarihlerde sözleşmesi yenilenmiş ve 1 Ocak 1955 tarihine kadar geçerli olan sözleşmesi sona ermeden 6 ay önce Hamburg Üniversitesi, Zooloji Enstitüsü Direktörlüğüne davet edilmiştir. Bu durum karşısında Hidrobiyoloji Enstitüsünün Prof. Kosswig'e büyük ihtiyacını göz önüne alan Fen Fakültesi kendisi ile Hamburg'daki görevinin uygun olduğu aylar içersinde Hidrobiyoloji Enstitüsünde çalışmak üzere 1 Kasım 1955 tarihinde sona eren 5 aylık bir sözleşme yapmıştır.

Meslek yaşamının en verimli yıllarını Fakültemiz hizmetinde geçiren Prof. Kosswig, Öğretimi, bilimsel çalışmaları, gençleri yetiştirmesi ve Hidrobiyoloji Enstitüsünün kuruluşunda oynadığı büyük rol bakımından teşkilatçılığı ile Fakülte tarafından tanınmış bir bilim adamıdır. Prof. Kösswig, genetik, sitoloji, Türkiye ve Yakın Doğu hayvan coğrafyası ve faunası, cinsiyet tayini ve evolusyonu konularında çalışmaktadır. Kendisinin bilimsel çalışmaları :

a) Türkiye gölleri Boğaziçi, Marmara ve Karadeniz'in Hidrobiyolojik ve Hidrolojik tetkiklerine başlamış ve çalışmalar ilerletilmiştir. Bu çalışmalar sırasında Boğazlar ve Marmara bölgesindeki akıntılar hakkındaki bilgiler arttırılmıştır ve Karadeniz ile Akdeniz arasındaki su alış verişini şimdiye kadar ki bilinen aksine tezahür ettiği ve Marmara suyunun Karadeniz'e aktığı bariz bir tarzda tespit edilmiştir.
b) Plankton incelenmesi: Boğaziçi ve Karadeniz planktonu kalitatif ve kantitatif olarak, Marmara denizinin ise kalitatif olarak incelenmiş, balıkçılık açısından çok mühim olan balık yumurta ve larvalarının tayinine başlanmıştır.
c) Boğaziçi ve Marmara 'nın dip fıkrasızlar faunasının kalitatif tayini yapılmış ve kantitatif tayinine başlanmıştır.
d) Deniz balıklarına ait tayin anahtarı tamamlanmış, tatlı su balıklarının tayin anahtarı ise yapılmaktadır. Aynı zamanda Deniz balıklarının isimlerine ait bir lügat ile balık nevilerinin hangi aylarda nerelerde bulunduklarını gösteren bir (Balıkçılık Takvimi) hazırlanmıştır,
e) Balık biyolojisi açısından palamut, torik ve uskumruların yaşları, besinleri, yumurtlama zamanları ve yerleri tetkik ve tayin edilmiştir. Halkalama yöntemi ile uskumru ve palamutların göç yolları tayin edilmiş, kılıç, barbunya, tekir ve kefal balıklarının biyolojilerinin incelenmesine başlanmıştır.
f) Yayınlar : Hidrobiyoloji Enstitüsünün yayın organı olan Hidrobiyoloji Mecmuası'nın A ve B serilerinin değişimi Avrupa ve diğer ülkelerden 111 Enstitü tarafından kabul edilmiştir. 1952 yılından beri Enstitüdeki çalışmalara katılan ve bir çoğu Prof.Kosswig'e ait olan 69 makale yayınlanmış; Enstitü personeli ve yabancı bilim adamları tarafından, Türkiye Hidrobiyolojisi ve balıkçılığını ilgilendiren 11 konferans verilmiştir.
g) Balıkçılık bakımından elde edilen pratik sonuçlar: Ege ve özellikle Karadenizde pelajik balık avının yapılmasının gerektiği ve Karadeniz'in 150-200 metre derinlikteki sahasının önemi belirtilmiştir. Öte yandan balıksız ve verimleri az olan bölgeler tespit edilmiş, bu olayların sebepleri araştırılmış ve bunların nasıl önlenebileceği hakkında düşünceler öne sürülmüştür. Örneğin İznik gölünün balıklarını arttırmak için göle getirilen koregon yumurtalarının atılması, gereksiz balıkları ortadan kaldırmak için bazı göllerde yırtıcı balıkları üretmek gibi bazı önlemler alındığı takdirde bütün göllerin üretiminin kısa bir sürede %100 artırılabileceği de öne çıkarılmıştır.

 

ACTA NATURAE
Doğal Zenginlikleri Araştırma ve
Uygulama Merkezi Bülteni
Sayı 4. DOZEM, Ekim 2003